FB-BJK MAÇI KALDIĞI YERDEN

Futbolun katlini hepimiz gördük... Koskoca Fenerbahçe ile Koskoca Beşiktaş oynuyordu. 2-2 biten ilk maçın ardından bu kez Kadıköy'de karşılaşıyorlardı. İkinci yarının ortalarına doğru futbolcusunun tribünle kavgasını önlemeye çalışan Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş bir anda yere yığıldı. Takımına ve futbola fazlasıyla bağımlı bir seyirci zat; attığı nesneyle koca adamı avlamıştı... Bu kez maça seyirci kalmamış olaya dahil olmuştu. Belki de hep böyle yapıyordu… Sonra hakem soyunma odasına gitti ve maç iptal edildi...
Buraya kadar olanlar pek çok medeni ülkede olabilir... Ama ülke gerçekten medeni ise mutlaka çözümü bulur ve hatalı olanları affetmez...
Peki bizde ne oldu?
Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman çıktı ve "Ben kan görmedim" dedi...Yani Şenol Güneş’in şov yaptığını ima etti…
Bakın bu konuda haklı olsa da eyvah... Olmasa da eyvah... Diyelim ki haklı. Futbolun içinde yıllardır sporcu ve teknik adam olarak bulunan ve Türkiye'yi dünya üçüncüsü yapan bir teknik adamın sırf takımı kazansın diye böyle bir tiyatroya tenezzül etmesi kabul edilemez. Ama ben zaten Aykut Kocaman ile aynı kanıda değilim. Şenol Güneş futbolun felsefesini de doğru yorumlayan bir spor adamıdır ve olayda durumu kurtarmak için direndiğini gördüm...
Diyelim ki Aykut Kocaman bilerek kamuoyunu yanıltıyor. O zaman daha da eyvah... Koskoca Fenerbahçe'nin teknik direktörü bu seviyeye mi düşer? Sırf takımı kazansın diye meslektaşını bu kadar kolay mı harcar? Yöneticilerin açıklamasına değinmiyorum bile. Onlar iyice saçmaladılar...
Sonuçta “Böyle bir ortamda siz hala sonucu mu düşünüyorsunuz? “ diyen aklı başında insanlar da çıkmayınca Türkiye Futbol Federasyonu'nun yetkilileri düşündü düşündü ve maçı kaldığı yerden oynatmaya karar verdi. Demek ki hiç bir şey olmamış.
Ben merak ediyorum. Şenol Güneş yere yığıldığında maç iptal edilmişti. Acaba kaldığı yerden derken Şenol Güneş de yattığı yerden mi başlayacak ?
Bakın "spora siyaset bulaşmasın" diyoruz. Siyasetin spora bulaşmasını bir şekilde engelleyebiliriz. Ama spora ahlaksızlık bulaşırsa işte o zaman baş edemeyiz...

Yazıya sondan başlayarak birkaç şey eklemek istiyorum. Öncelikle ahlaksızlık ülkemiz sporuna bulaşmamış olup ahlaksızlığa spor bulaşmıştır. Türkiye''de sporun bir savaş olarak görüldüğü ve kazanmak için her yolun mubah olduğu bir gerçektir. Takım gözetmeksizin dönem dönem örnekler verilebilir.
Ayrıca yaşanan bu olayın özelinde ise ,diyelim ki Fenerbahçe Taraftarı sahaya eline geçeni attı, küfür etti, her türlü ahlaksızlığı yaptı. Gelelim Beşiktaş tarafına Tolga Zengin rakip takım taraftarını tahrik etti, küfür etti, Şenol Güneş numara yaptı diyelim. Sonuçta bu davranışları gerçekleştirenle yüksek adrenalin ve nabızla yaptı. Gelelim üst akıl olan Türkiye Futbol Federasyonu diye adlandırılan Türk Futbolu'nu yönettiğini düşünenlere. 6 gün düşüneceksin karar vermek için , yani stres, baskı, adrenalin, yüksek nabız hiç biri yok. Ama bunlardan daha beteri var içlerinde EYYAM duygusu. Senin adaleti sağlaman gerekli veya ben öyle ümit ediyorum. Fenerbahçe seyircisi mi yaptı, ceza belli kesersin kimse konuşamaz. Beşiktaşlılar mı yaptı, cezası belli kes cezayı bitsin. Ama sen ne yapıyorsun kaldığı yerden devam. Anlamadığım maç devam ediyorsa seyirci neden yok? Seyirsiz oynanıyorsa seyirci bir suç işlemiş ki cezalandırılıyor. Madem öyle maç neden oynanıyor. Hepsini geçtim herkese ayrı bir KIYAK yapılırken neden zararlı Galatasaray çıkıyor? İki takıma da ayrı ayrı kıyaklar yapılırken ne hedefleniyor?
Bu saatten sonra Cüneyt Çakır'a da kızmayacağım. Balık baştan kokar deyip geçmek sanırsam en doğrusu.
Son olarak siyasi liderlerimizin de futbolla uğraşmaktan daha önemli görevleri olduğunu düşünüyorum.