Yaşım ilerledikçe ve daha fazla seyahat edip, daha fazla ülke gördükçe ve daha fazla kültürden insan tanıdıkça, insanoğlunun tuvalet kavramıyla olan kavgasını, tuvaleti ile bir türlü barışamamasını daha da hayretle karşılıyorum.
Daha dünden bir örnek vereyim: İspanya'nın Costa Brava kıyılarında fazla büyük olmayan bir koya gittik. Toplu taşıma ile ulaşılamayan, yalnızca özel araçlarla gidilebilen bir yer. Buna rağmen, gittiğimizde bütün plajın tıka basa dolu olduğunu gördük. Gözünüzün alabildiğine insan. Tahmin ediyorum üç ya da dört bin kadar insan vardı plajda. İki binden az olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Tabi ki kapitalizm de tam kadro oradaydı: Dondurma büfeleri, koy koy dolaşan botlar için bilet satan büfeler, kafeler, restoranlar vs. Her yer insan, her yer kalabalık, iğne atsan yere düşmeyecek. Ve bütün bu manzaranın içinde, epi topu İKİ tuvalet!
İnanılır gibi değil! O kadar insan ve yalnızca iki tuvalet, ve ellerinde iPhone 7'ler, altlarında bilmem kaç paralık arabalarla, sezonluk pahalı bikinilerle o kuyrukta kuzu kuzu, hayatından hiç de rahatsız olmadan bekleyen insanlar.
Bu neyin kafasıdır arkadaş? Bir lokantada, restoranda yemek sırası bile bekleyeceklerinden şüphe ediyorum bu insanların. Oturduğu restoranda yıkanmış bardakta kalan kireç lekesinden bile olay çıkaracak bu insanlar, 15-20 dakika kuyrukta bekledikleri tuvaletin içinde nasıl bir manzarayla karşılaşıyorlar bilemiyorum, benim karşılaştıklarım pek hoş değil. Ama bunca yıldır, bu kadar ülkede bu şey aynıysa, bence insanoğlu tuvaletiyle barışamamıştır arkadaş! En doğal gereksinimle niye bu kadar kavgalıyız?
Belediye ne işe yarar? Kamu hizmeti nedir? Binlerce insan için 5 kadın, 5 erkek tuvaleti, 2 çocuk bakım odası yapmak bu kadar maliyetli, bu kadar korkunç zor bir şey midir? Ya da insanlara ne demeli? Ütüsüz gömlek giyen garsonların olduğu yere bir daha gitmeyecek bu insanlar, bakımsız, kirli, az sayıda tuvalete neden itiraz etmezler? Neyin kafasıdır arkadaş?
Daha dünden bir örnek vereyim: İspanya'nın Costa Brava kıyılarında fazla büyük olmayan bir koya gittik. Toplu taşıma ile ulaşılamayan, yalnızca özel araçlarla gidilebilen bir yer. Buna rağmen, gittiğimizde bütün plajın tıka basa dolu olduğunu gördük. Gözünüzün alabildiğine insan. Tahmin ediyorum üç ya da dört bin kadar insan vardı plajda. İki binden az olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Tabi ki kapitalizm de tam kadro oradaydı: Dondurma büfeleri, koy koy dolaşan botlar için bilet satan büfeler, kafeler, restoranlar vs. Her yer insan, her yer kalabalık, iğne atsan yere düşmeyecek. Ve bütün bu manzaranın içinde, epi topu İKİ tuvalet!
İnanılır gibi değil! O kadar insan ve yalnızca iki tuvalet, ve ellerinde iPhone 7'ler, altlarında bilmem kaç paralık arabalarla, sezonluk pahalı bikinilerle o kuyrukta kuzu kuzu, hayatından hiç de rahatsız olmadan bekleyen insanlar.
Bu neyin kafasıdır arkadaş? Bir lokantada, restoranda yemek sırası bile bekleyeceklerinden şüphe ediyorum bu insanların. Oturduğu restoranda yıkanmış bardakta kalan kireç lekesinden bile olay çıkaracak bu insanlar, 15-20 dakika kuyrukta bekledikleri tuvaletin içinde nasıl bir manzarayla karşılaşıyorlar bilemiyorum, benim karşılaştıklarım pek hoş değil. Ama bunca yıldır, bu kadar ülkede bu şey aynıysa, bence insanoğlu tuvaletiyle barışamamıştır arkadaş! En doğal gereksinimle niye bu kadar kavgalıyız?
Belediye ne işe yarar? Kamu hizmeti nedir? Binlerce insan için 5 kadın, 5 erkek tuvaleti, 2 çocuk bakım odası yapmak bu kadar maliyetli, bu kadar korkunç zor bir şey midir? Ya da insanlara ne demeli? Ütüsüz gömlek giyen garsonların olduğu yere bir daha gitmeyecek bu insanlar, bakımsız, kirli, az sayıda tuvalete neden itiraz etmezler? Neyin kafasıdır arkadaş?
13.08.2017 dombili