Montrö Meydanı

Gençliğimin en özel yerlerinden birisi, İzmir'in nice buluşmalara, sarılmalara, ayrılıklara, koşuşturmacalara, otobüsü yakalamalara, otobüsü kıl payı kaçırmalara ev sahipliği yapmış meydanı.

Geçen gün gittim, eski ruh oraları bırakmış, kaçmış, gitmiş. "Sanki istenmediğim yerde durmam" dercesine, küserek, geri gelme umudu bırakmadan gitmiş.

"Değişmeyen tek şey değişimdir", o yüzden mi gitmiş, yerini yeni kuşak ruhlara bırakmak için, insanoğlunun aç gözlülüğü mü onu bıktırmış, kaçmış, başka bir sebep mi var bilemedim.

Lise arkadaşlarımla her zaman önünde buluştuğumuz Mc Donald's gitmiş, yerine Burger King - Pop Eyes gelmiş. EGS Bank çoktan mefta olmuş, belli belirsiz bir QNB Finansbank tabelası gelmiş, Kültürpark, Fuar İzmir'in dünyaya gelişinden sonra pabucu dama atılmış ilk çocuğun şaşkınlığıyla bakıyor Montrö Kapısı'ndan meydana, anahtar deliğinden odayı utanarak izlercesine.

İzmir gençlerinin ellerinde kitaplar, dergiler, pili bitmek üzere olan walkman'lerle birbirlerine yaptıkları şakalar, körüklü otobüsün aniden belirip, hepsini şakalarıyla birlikte Fahrettin Altay'a doğru sürüklemesi o kadar büyük özlemle anılabilir mi?

Ya Atatürk Lisesi'nin Montrö Meydanı'na bakan dersliklerinden birinde girdiğim ÖYS, sınav sırasında Montrö Meydanı ile Cumhuriyet Meydanı arasındaki yoldan geçip giden davullu zurnalı sünnet konvoyu?

Montrö Meydanı'nın ruhu, almış başını gitmiş.
01.08.2017 Geni
1
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın