Para kazanmak istemeyen esnaf tipi

Bu tiplere günümüz Türkiye'sinde artık rastlamak zor. Türkiye'de iş yapmaktan kaçan esnaflar ortadan kaybolalı herhalde çok oldu, zaten oldum olası Türkiye'yi diğer Akdeniz toplumları gibi tembel bulmuyorum. Bizim başka meselelerimiz var: Kazık atmak gibi, insanlara ihtiyacı olmayan şeyleri satmak gibi, geleceğim deyip gelmemek (ama gelmeyip yerinde oturmak değil, başka işin peşinden koşmak - yani tembellikten değil uyanıklıktan).

Ben bu tiplere Arnavutluk'ta bayağı rastlamıştım. Adamdan bir şey almaya gidersin, yerinden kalkıp da arka tarafta raflara bakmaya bile üşendiğinden başlar:

◆ Sen şimdi bunu ne için istiyorsun? (kendi satmadığı başka bir ürün önerme versiyonu)

Bir umut istediğin şeyin işini görmeyeceğini ortaya çıkarıp yerinden kalkmayacak.

◆ Aslında hemen her evde bundan var, eve iyi baktın mı, gerçekten sende yok mu?

Yani beni yerimden kaldırma da ne olursa olsun.

◆ Sen şimdi bunu ne için istiyorsun? (bu işe girişmeye hiç gerek olmadığı versiyonu)

Seni bu işten komple vazgeçirecek. Örneğin biz ev kapısına ikinci bir kilit taktıracaktık, adam aslında ne kadar da gereksiz olduğunu anlattı da durdu.

Şimdi İspanya'da yaşarken, burada da bunlardan çokça olduğunu görüyorum. Bir zıkkımın kökünü almaya giriyorsun, artık kilit olur, vida olur, ne karın ağrısıysa, adamlar sana onu satmamak, o işi yapmamak için bin dereden su getiriyorlar. En son bir elektrikçiye gittim, evdeki şu prizde herhalde bir sorun var gelip bakar mısın dedim, adam başladı "bak şimdi ben gelirsem ama sorun yoksa yine de parasını alırım, iyice baktın mı, sorun olduğundan emin misin" bilmemne, ya arkadaş, diyeceksin ki adam seni düşünüyor ama değil yahu değil, yüzünden okunuyor o önündeki Facebook Candy Crush mıdır ne oynuyorsa onu bırakıp da gelmeyecek işte.
06.09.2017 dombili
4
Bence tüm Akdeniz'e sirayet etmiş bir durum. Senelerdir Mersin' de yaşarım, buranın esnafı efsane yani. Bir kaç esnaf tipi hariç ( fırın, çorbacı vs.) Neredeyse saat 10 da açacaklar dükkanlarını. Rahatlar yani...artık neyin rahatlığıyla. Nasıl olsa şemsiye girdi içeride de açıldı... Gerek yok kurcalamaya mı diyorlar bilemiyorum yani.

Seneler önce başıma gelen bir olay; nalbur a gittim , bildiğimiz çivilerden lazım az biraz. Esnaf yerinde yok, bekledim biraz geldi bu. Elimi daldırdım çivi kasasına dedim şu kadar alayım. Yok dedi kiloyla veriyoruz... Biliyorum dedim tart ver yani... Yok dedi bu en az 1 kilo. Yahu dedim olur mu öyle saçma şey, bu kadar lazım bana tart neyse vereyim. Kaşlarını falan kaldırıyor bu bana CIK diyor. 1 kiloluk ayar oldum tabi ben buna. Poşetle o zaman bunları dedim 1 kilo 1 kilo müşteriyle polemiğe girme zaman da kaybettirme falan dedim. 1 kilo istiyorsan hemen poşetleyeyim diyor hala anlamak istemiyor angut kuşu....10 a kadar saydım almadan çıktım tabi... Sabırlıyımdır.

Bir seferinde de sanayi tipi bulaşık makinesi bozulmuş aradım servisi. Dedim bir gelin sıkıntı var. Nesi var? diyor. Dedim çalışmıyor. Niye çalışmıyor? diyor bana. Dedim ki valla bana çalışmıyor, belki sana çalışır. Gelsene be adam adres al gel işte. !!!Açma kapama 50 TL diyor.Fişi çıkmıştır, takarım 50 TL mı alırım diyor. ..Tahrik ediyor bildiğin beni birader.! Dedim sana 50 TL lazım galiba, gel sen. Gelmedi. :)
07.09.2017 Bourbonur
1
Tiran'da, bir kafe'ye gittik. Önce kafe'de çalışan arkadaş makiato'sunu bıraktı, kalktı, yanımıza geldi, kibarca nasıl geçti gününüz dedi. Teşekkür ettik, bir Makiato ve bir Gazsız su sipariş ettik. Tabii ki dedi gitti. Geri geldi, Gazlı su ile! Makiato? Yok...

Arkasından şu diyalog geçti...


Ben: - Pardon, ben gazsız sipariş etmiştim!
Garson: - Nasıl?
- Gazsız dedim, gazlı getirmişsin,
- Artık fişi kestim değiştiremem...
- Makiato'da sipariş etmiştik!
- Hazırlayacak kimse yok...
- Suyu değiştirsen!
- Fişi kestim artık, değiştiremem...
- İptal et!
- Patron parasını benden alıyor, yapamam...
- Peki...


Adam işi en kolaya indirgemiş. Eline geçen suyu getiriyor, Makiato hiç hazırlamıyor. Yapmak istemiyor. Ne yapalım Saygı duyacaz başka bir yere gidecez işimizi görmek için.
07.09.2017 Jax
1
Kıbrıs'ta öğrenci olduğum zamanlardı. Markete girdim. Alacaklarımı alıp kasaya yanaştım. Kasada metalci bir eleman, aa dedim bizim kafadan, televizyonda dream theater konseri izliyor, elinde gitar. Dedim herhalde gitarı bırakıp aldıklarımı paketler. Gözümün içine baktı mal mal, masada duran poşetleri gösterdi. İyi dedim ben paketlerim nolcak ki. Poşete koydum aldıklarımı. Net hatırlamıyorum ama bugünkü 100TL gibi bir para verdim. Git bozdur getir ben bozduramam dedi. İyi sen bilirsin dedim ve poşeti masasında bırakıp çıktım gittim. Kıçını kaldırıp da aldıklarımı yerine yerleştirmeyi başarmıştır belki.
08.09.2017 rizasirman
2
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın