Felsefe

Bilginin kendisinin de araştırılan konulardan biri olduğu, bilgi ile ilgili geniş araştırma alanı olan felsefe, bilgelik arayışıdır, evrenin yapısını ve işleyişini, insanın (akıl ve bedenin) doğasını ve aralarındaki ilişkileri kapsar. Varlığın kendisi de dahil olmak üzere insanların bir konuyu nasıl bildiklerini ve bu bilginin güvenilir ve yararlı bir şekilde nasıl ifade edildiğini ve insanlar arasında, ister düşünce, ister dil, ister matematikle olsun nasıl iletişim kurulduğunu araştırır. Felsefe, bilimin üreticisi ve tamamlayıcısı, bir anlamda onun temelidir. Bilimin kapsamındaki konular hakkında fikirler geliştirir ve düşüncenin kendisinin doğasını inceler. Bilimde, kontrollü deneylerin sonuçlarının tekrarlanan gözlemlerini içeren bilimsel yöntem, mevcut ve oldukça başarılı bir felsefi metodolojidir. Deneysel metodolojilerin genel olarak mevcut olmadığı, insanlarla doğrudan ilişkili olan (ekonomi, psikoloji, sosyoloji vb.) çalışma alanları içinde, ilgili alanlarda rasyonel bir çalışma temeli sağlamak için felsefenin alt disiplinleri bulunmaktadır. Felsefe kelimesinin kökeni Yunanca "Bilgelik sevgisi" anlamına gelen "Philosophia" dan yani "seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum" anlamına gelen "phileo" ve "bilgi, bilgelik" anlamına gelen "sophia" gelmektedir. Büyük ihtimalle (milattan önce 570–495) yılları arasında Pythagoras (Pisagor) bu adı vermiştir. Felsefe yöntemleri arasında, sorgulama, eleştirel tartışma, rasyonel savunma ve sistematik sunum sayılabilir.
Felsefe yapanlar yani filozoflar metafizikten ahlaka kadar pek çok konu hakkında fikir üreterek, varlığımıza dair bazı temel konulara ışık tutarlar. Türk filozof Nermi Uygur'a göre felsefe soruları cevaplamak için değil, soruları sormak için vardır. "Felsefenin Çağrısı" adlı eserinde temel felsefi soruları tarif etmiştir. Filozofun öbür adı “soru sorucu” olmalı der Uygur. (2016: 378) Felsefe dünyasına girmek isteyen bir kişi öncelikle “bir felsefe sorusu nedir?” sorusuyla hesaplaşmalıdır. Uygur, kitabında felsefi soruların özelliklerini irdeler ancak kendi deyimiyle "yeni sorular buyurmaz"
Bu konuda önemli filozoflardan bir derleme yaparsak:
Utilitarian (Faydacı) bir filozof olan Bertrand Russell, şunu demiştir: Bir mesele üzerinde çalışıyor veya herhangi bir felsefe üzerine düşünüyorsanız, kendinize sadece şunu sorun: Olgular nelerdir? Ve bu olguların desteklediği gerçekler nelerdir? Yani demektedir ki, bir konuya dair, hisleriniz, ön yargılarınız, isteklerinizi çıkarınca geriye o konuyla ilgili gerçekler kalacaktır.
İlk "Ansiklopedi" nin yazarı Denis Diderot da benzer bir noktadadır: Felsefeye doğru ilk adım şüphedir. Çağdaşı Descartes de Didero gibi algıladıklarımızdan şüphe ederek başlamak gerektiğini düşünmektedir. Hiç şüphe edemeyeceği tek konu olan düşünmek olduğunu farkeder ve meşhur sözünü söyler: "Cogito ergo sum" (Düşünüyorum öyleyse varım)
Son olarak Büyük düşünürlerin çağını başlatan filozoflardan Platon (Eflatun) dan bir alıntı yapalım: Felsefe, doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır. Evet idealist bir filozof olan ve idealizm akımının kurucusu olan Eflatun'a göre mutlak doğru mecuttur ve filozoflar onu bulmak için düşünürler.
Tabi idealizmin kendi karşıtını oluşturması uzun sürmez. Platon'un ustası Sokrates'in geliştirdiği diyalektik yöntem gereği, materyalizm de felsefedeki yerini alacaktır. 20. yüzyıla geldiğimizde Filozoflar çağı, yerini internet ve bilgi çağına bırakmıştır. Artık felsefe, yapay zekanın gölgesinde, metafizik soruları Matrix, Truman Şov, Agora gibi filmlerde gördüğümüz bir entelektüel eğlencesine dönüşmek üzeredir.
16.09.2018 geronimo
2
Var olanların varlığı, kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ve bilginin bilimsel olarak araştırılması.
01.10.2018 derinn
1
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın