Galatasaray - Fenerbahçe - 22 Ekim 2017

Ligin namağlup ekibi lider Galatasaray sahası Türk Telekom Stadı'nda 22 Ekim 2017 TSİ 19:30'da son haftalarda toparlanan 5. sıradaki ezeli rakibi Fenerbahçeyi konuk edecek. Karşılaşmayı Cüneyt Çakır yönetecek ve beIN SPORTS 1 naklen yayınlayacak. Süperligde iki takım 121. defa karşılaşacaklar. 120 maçta Fenerbahçe 50 galibiyet alırken Galatasaray 33 maçtan galibiyetle ayrıldı. Fenerbahçe rakibine karşı oynadığı son 5 lig maçını kaybetmedi. (3G 2B). Galatasaray ligde 12 maçtır yenilmiyor. Bu 12 maçta tek beraberlik alan Cim Bom 11 maçtan galibiyetle ayrıldı. Bu derbi istim üstünde olan Galatasaray'ın en iyi zamanlarında bile yenemediği Fenerbahçe karşısında çıkacağı ilginç bir maç olacak. Tarih tekerrürden ibarettir diyen Fenerbahçeliler mi yoksa O sene bu sene diyen Galatasaraylılar mı gülecek hep birlikte göreceğiz. Maçtan bağımsı olarak Aykut Kocaman'ın saçma sapan açıklamaları bitmek bilmiyor. Haftalardır çocuk oyalar gibi her maç sonu söylediği "Şampiyon olacağız." sözüne ek olarak bu hafta da "Galatasaray ile aramızdaki puan farkı suni." safsatası ortaya çıktı. Bu durum Tudor'un UEFA Kupası'ndan elendikten sonra söylediği "Yakında mükemmel bir Galatasaray izleyeceksiniz." sözüyle asla mukayese edilmemelidir. Bu söylem üzerie Galatasaray her maç üzerine koydu fakat Fenerbahçe henüz şampiyon olacak seviyeye ulaşmak bir yana ancak sezon başındaki rezil futbolundan yeni yeni sıyrılmaya başladı. Puan farkı meselesi ise tam bir saçmalık. Sezonsonu takımların aldığı puanların kimden alındığına dair bir sıralama yok. Ayrıca sanki Fenerbahçe Galatasaray'ın oynamadığı rakiplerin hepsini yenmiş gibi bir hava estiriyor Kocaman. Trabzon ile berabere kalmış, Başakşehir ve Akhisar'a yenilmiş. O zaman Gençlerbirliği, Alanya ve Malatya'dan alınan puanlar da suni demezler mi adama. Sonuçta zevkli ve gerilimli bir maç olacağını düşünüyorum. Cüneyt Çakır'ın her iki takım lehine veya alehine yapacağı eyyamların da skora etkisi olacağı da aşikar. Gözümde asla iyi bir hakem olamayan Çakır bence bu maçın da önüne geçer ama kime yarar onu bilmem. Pazar ola hayrola...

Galatasaray her zamanki gibi hakeme oynamaya başladı. Fenerbahçe karşılaşmalarında hakemlerin adil yönetim ortaya koyması olasılığı Galatasaray'ı her zaman ürkütmüştür. Her zaman eşit adette sarı kart, eşit adette kırmızı kart talep etmişlerdir. Ancak hakemler adil yönetim gösterdiği zaman çıldırmışlardır. Futbol becerisine hayran olduğum Hagi'nin, Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi hakemlerden Erol Ersoy'a sırf adil yönetim gösterdi diye yaptıkları akıllardadır. Aynı şekilfe Türkiye'nin uluslararası arenadaki gururu Cüneyt Çakır hakkında da sürekli olumsuz konuşmaları şaşırtıcı değildir.

3-5 senede bir takımları biraz toparladı diye havaya giren Galatasaraylı arkadaşlar, bir kez daha umutlanmış görünüyorlar. Nedense, o seneki en iyi oyuncumuz Daniel Ortega'nın 38. dakikada kırmızı görmesine rağmen en büyük galibiyetimizi o maçta aldığımızı unutuyorlar. Sigma Olomouc dönüşü, haftayı puansız kapattıklarını da. "Bu sene olmazsa zaten bir daha hiç kazanamayız" cümlesini daha önce de bir kaç kez kullandıklarını da.

Ben bir Fenerbahçe taraftarı olarak Aykut Kocaman'ın teknik direktörlüğünden memnun değilim. Bu sebeple Galatasaray'ın kazanmadı Fenerbahçe için daha hayırlı olabilir. Yine de Galatasaray'ın 2-0'dan büyük bir fark yakalayabileceğini sanmıyorum.

Bu sene, Galatasaray ilk onbirindeki Muslera dışındaki 10 oyuncunun Fenerbahçe maçı oynamamış olması Galatasaray'ın en büyük avantajı. Fenerbahçe'nin ise takım form grafiğini daha iyi yönettiğini düşünüyorum. Sezona çok iyi giren Galatasaray'ın, bu karşılaşma ile birlikte olumludan olumsuza dönüş noktası yaşayacağını ve seri puan kayıpları yaşayacağını sanıyorum.

Bahisseverler için bu karşılaşmada tarafların çok temkinli başlayacaklarını, çok büyük bir bireysel hata olmazsa gollerin ilk dakikalarda gelmeyeceğinj düşünüyorum. Arnavutluk'taki şirketler ilk 15 dakikada gol olmaza 1.34, ill 30 dakikada gol olmaza 2.05 oran vermişler. İlk 15 dakika gol olmaz benim kafama yatıyor.

Bu sene Galatasaray kendisinj fazlasıyla güvende hissettiği için "fırsat bu fırsat, Fener'i yenelim" diye saldırabilir. Bu da çok hareketli ve gollü bir karşılaşma doğurabilir. Diğer yanda da Aykut Kocaman, sanki Konyaspor'u yönetiyormuş gibi takımı defansa çekip, maçı ağırlaştırma yolunu tercih edebilir. Bu sebeple maçtan önce gol sayısına 2,5 üstü oynamak yerine, 20-30 dakika kadar bekleyip, o dakikalarda maç 0-0 devam ediyorsa, canlı bahiste 1,5 üstü oynamak daha mantıklı görünüyor bana.

Bunların dışında, benim çocukluğumda olduğu gibi, staddaki taraftar sayısının yarı yarıya olduğu günleri çok özledim. Dilerim Adnan Polat önderliğinde başlayan, rakip takıma stadın yarısını tahsis etmeme uygulaması sona erer, toplumca daha uygar ve daha kaynaşmış olduğumuz yıllardaki gibi stadı yarı yarıya doldurup, dostluğu pekiştirdiğimiz maçlara tanıklık ederiz.

Dünyanın en önemli ilk 5 derbi karşılaşmasından biri daha geldi çattı. İki güzide camia 100 seneyi aşkındır ezeli rakipler. Adı üzerinde derbi. Bu tarz maçların benim gözümde hiçbir zaman favorisi olmamıştır. Elbette daha iyi bir dönemde olan bir taraf vardır fakat böyle maçların atmosferi herzaman sürprizlere açıktır. Ev sahibi olması Galatasaray için ne kadar avantajlı da gözükse bir o kadar dezavantajdır. Oyuncuların üzerinde kaybetme kaygısı daha yüksek olur bu gibi durumlarda.
Yarın 50 bin aslanın coşkulu olacağı kesin. Galatasaray takımının bu güne kadar oynadığı başarılı, hevesli ve kazanma hırsı dolu futbolunun bu maçta da devam edeceği aşikar. Fenerbahçe için aynı şeyleri bu sezon için söylemek çok zor. Aykut Hoca takımı toparlama aşamasında. Bence bu durum bu derbi için oldukça iyi bir avantaja çevrilebilecek karakterde. Fenerbahçe'nin berabere kalması durumu bile taraftar için tölere edilebilir bir durum gibi olduğundan galibiyet durumu bu güne kadarki kötü gidişi unutturacak güçte.
Tüm bunlar bir yana, maç için konuşulan Galatasaray'ın derbilerdeki enteresan durumu kendi evinde oynayacağı bu karşılaşma için geçerli değil. O durum sadece Galatasaray'ın Şükrü Saraçoğlu'nda oynadığı maçlar için geçerli lütfen karıştırmayalım. Yine de dediğim gibi 3 olasılıklı bir maç bizi bekliyor.
Maç için öngörülerimi şöyle sıralayabilirim.;
Aykut Kocaman takımını kontrollü bir oyun anlayışı ile sahaya sürecektir. Tudor ise daha ilk dakikalardan itibaren iki alanda da baskılı oynayan, erken gol bulmaya çalışarak Fenerbahçe'nin açık oynamasına neden olacak bir kurgu içerisinde olacağını tahmin ediyorum. Elbette hocaların b ve c planları olacaktır. İlk golü Fenerbahçe bulur ise seyir zevki düşük bir derbi bizleri bekliyor olacak. Galatasaray takımı bu zamana kadar oynadığı maçlardan da takip ettiğim kadarıyla sistem oyunlarını başarılı bir şekilde tatbik etmekte. Kapalı defans çözme konusunda hem takım olarak hem de kişisel çaba olarak alternatifleri olan bir takım. Her ne kadar topu ayağa pozitif oynayan bir takım görüntüsü çizse de uzun top veya kontra atak oyunlarını da başarıyla uygulayabilecek değerli oyunculara sahip. Bu sene başında yapılan tüm transferlerine bakıldığında Galatasaray kazanma hırsı çok yüksek benzer karakterlerde futbolcuları tercih etmiş. Bu bir tesadüf değil elbette. Yarın oynanacak derbide Tudor takımı psikolojik olarak iyi hazırlayacaktır. Bu zamana kadar takdir edilen bir takımın sadece kolay maçlardan ya da iyi bir fikstürden dolayı buralarda olmadığını kanıtlamak isteyecektir. Aykut Hocanın " suni puan farkı" olarak değerlendirdiği bu durumun " suni " olmadığını Galatasaray teknik adamının ve futbolcularının cümle aleme göstereceğine inanıyorum.
Elbette duygusal anlamda da bir Galatasaray taraftarı olarak bu derbide 3 puan alacağımıza yürekten inanıyorum. Daha da ileri giderek Fenerbahçe'nin pozisyon bulmakta zorlanacağını düşünüyorum. Fenerbahçe'nin bu maç için extra motivasyona ve o Fener şansına çok ihtiyacı olacak. Benim asıl beklediğim maç deplasman maçı. Bu derbi yenilgisi dahi takımın bu sezon şampiyon olacağına dair düşümcelerimi zerre zedeleyemez.
Maçın hakemine gelince; emin olun bu durumdan Galatasaray taraftarı hiç memnun değil. Bizim taraftarımız cücüyü bu güne kadar asla başarılı bulmadı bulmaz. Boşuna " suni" gündem oluşmasın.
Bu maçı Rıdvan bile yönetse elimizden kurtulamayacaksınız :) Derbilerin tadı böyle çıkıyor ...Ne yapayım :)

İlk golü Fenerbahçe bulsa benim için seyir zevki çok yüksek olur :)

Aykut Hoca'nın puan farkının suni olduğunu iddia etmesini ciddi bir taktik hata olarak görüyorum. Ben olsam, "Galatasaray diğer yıllardan çok farklı. Bu seneki maçın favorisi onlar. Deplasmana korkarak gidiyoruz." filan diyerek rakibi gevşetirdim. Şimdi Galatasaraylı oyuncuları iyice hırslandırdı.

"Derbi maçlarının favorisi yoktur" cümlesi, önemli spor yorumcularının, takım taraftarlarının, maçlardan önce maçın favorisinin hangi takım olduğunu söylemesinden sonra ters köşe olmalarıyla ortaya çıkmış ve klasikleşmiş bir cümledir. Ancak istatistiklere göre her zaman bir favori vardır. Ve istatistikler favorinin Galatasaray olduğunu söylüyor.

Gol atma konusunda sıkıntı yaşamayan Galatasaray attığı 20 gole karşılık sadece 6 gol yemiş. Buna karşılık Fenerbahçe, Avrupa maçları dahil son 14 maçında kalesini gole kapatamamış. İlk 15-20 dakikada golü yerse, bu maçtan galip ayrılması çok zor olur.

Seyircisinin desteği ile saldıracak bir Galatasaray'ı durdurmak için Fenerbahçe defansına ve orta sahasına çok iş düşecek. Özellikle Gomisin topla buluşmasını önlemek gerek çünkü, Avrupa maçlarında dökülen Batefimbi Gomis, lig maçlarındaki yüksek performansıyla dikkat çekiyor. Gomis,8 maçta 9 gol atarak önemli bir katkı sağlamış.

Velhasıl Fenerbahçe için zor Galatasaray için kolay görünen bir maç. Ve favori Galatasaray !!!

Bir Ömer Üründül yorumu yapayım."Fenerbahçe gol yemeden atacağı bir golle maçı alabilir." :))

Fenerbahçe,gol yememeyi başarırsa, o bir golu atacak bir Johnshon,bir Boliç bulur. :) Belki de o adam Ozan Tufandır. :)

Türkiye'nin en büyük derbisinde bu akşam her ne kadar Galatasaray bahis şirketleri tarafından favori olarak gösterilse de benim tahminim Aslan Terbiyecisinin bu akşam tekrar iş başında olacağıdır. Fenerbahçe en formsuz olduğu dönemlerde dahi Galatasaray'ı yenmesini bilmiştir. Bu akşamda Galatasaray'ı evinde yener kedi sevme alışkanlığımızı devam ettiririz.

İlk 15 dk kazasız geçti. Gs ceza alanında Serdar Aziz'in eline çarpan top penaltımıydı değilmiydi tartışılır.

İki takım arasında oynanan maçlarda en son 1991 yılında Toni Schumacher kaleyi koruduktan sonra Fenerbahçe bugüne kadar hep yerli kalecilerle sahaya çıkmıştı. 26 yıl aradan sonra bugün Kameni, Galatasaray karşısında Fenerbahçe kalesini teslim alan yabancı oldu.

İlk 45 dk golsüz beraberlikle tamamlandı. Fenerbahçe adına en tehlikeli atak janssen den geldi. Galatasaray dedansının 4 e 4 yakalandığı pozisyonda Janssenn sol çaprazda kaleci Muslera ile krşı karşıya kaldı. Yaptığı vuruş dışarı gitti. Eğer sağ ayak içi ile vurabilseydi gol olması işten bile değildi.
Galatasaray adına en önemli pozisyon Gomis'ten geldi. Kendi çabasıyla ceza sahasına girdi fakat vuruşu cılız kaldı.

Galatasaray seyircisi hazırlıklı gelmiş. Su poşetleri sahaya yağmaya başladı. Bunlardan biri yardımcı hakeme geldi hakem yere yığıldı.

Belhanda ceza sahasında kendini yere atıp penaltı kazanmaya çalıştı. Hakem aldanmayıp sarı kartı gösterdi. 2. Sarı dan kırmızı ile oyundan atıldı.

Galatasaray taraftarının tüm stad halinde maça motive olmasını özlemiştik. Younes Belhanda gibi iyi bir oyuncuya yakışmayan bir hareketle kırmızı kart gördü. Maç durgunluk dönemine girmiş görünüyor.

Mathieu Valbuena yerine Alper Potuk ile devam eden Fenerbahçe'de sanki rakip 10 kişi kalmamış gibi bir tavır var. Neredeyse Aykut Kocaman, "zaten 10 kişi kaldınız, ben de risk almak istemiyorum, gelin bu maçı sıfır sıfır tescil edip geçelim" diye teklif yapacak gibi.

Bu maçta Alex'in yokluğunu hissettik. Tam O'na göre bir maçtı.

Bir Fenerbahçe taraftarı olarak, 10 kişi kalmış Galatasaray karşısında zaman geçirme taktiği ile 0-0'ı kurtaran Aykut Kocaman'a teşekkür ederim.

Maç başladığı gibi bitti. Kırmızı kart olura bahis yapanlar kazandılar. Kazananlar Belhanda'ya teşekkür edebilirler.

Maçtan önce yazdığım Cüneyit Hoca ile ilgili endişelerimde haklı olduğumu herkes gördü. Derbi maç yine Cüneyt Çakır’ın önüne geçemedi. 0-0 maç bitince kimse beni konuşmaz zanneden bu şahısı yönettiği maçı seyreden devlet büyükleimizin içi acımışmıdır merak ediyorum. Bu maç Galatasaray içi kaybedilmiş bir maçtan daha ötesidir. Kırmızı karttan sonra sahasına kapanan ve değil hücum etmek topa bile sahip olmayı düşünmeyen bir takımın gelmesi mümkün değildir. Artık şu cümleyi kurmaktan bıktık. Bu Fenerbahçeyi yenemiyorsan ne zaman yeneceğiz.
Bu maçın kahramanı Igor Tudor’dur. Konyaspor maçında oynattığı acayip taktiğin tutmayacağını bile bile denemesi bir intihar girişimidir. Serdar Aziz sakatlanmasa daha hazin bir skor bizi bekliyor olabilirdi. Maçın kırılma anıydı bence. Galatasaray defans problemlerini büyük oranda çözmüş, ilk yarı golü bulabilecek pozisyonları da buldular. Kırmızı karta kadar oyunda olmayan Younes Belhanda Tudor yerine hakem sarafından oyundan alındı. Oysa ki bir Selçuk değişikliği takıma olumlu katkı sağlayabilirdi. Dedim ya kahraman Tudor bununda yapamadı.
Bir parantez de seyirciye açalım. Seyirci diyorum çünkü bizim evde daha fazla gürültü vardı maç boyu. Daha çok sesin çıktığı kütüphaneler var. Koreografi ile birlikte resmen sınıfta kaldılar.
Fenerbahçe gücü ölçüsünde direndi kırmızı karttan sonra topa sahip oldu fakat bu zaman diliminde kurduğu baskıda şut dahi atamadı. Bu da ne denli güçsüz olduklarını gösterdi. Buradan alınan 1 puanın değerli olduğunu düşünüyorum. En azında mevcut sorunları ötelediler. Olası bir mağlubiyet kaos ortamı doğurabilirdi. Toparlanacaklardır. Aykut Kocaman’ın Mathieu Valbuena İle alıp veremediğini ve Giuliano Israrını da çözebilmiş değilim. Vardır bir bildiği diyelim.