Kimisinin hayallerini süsler deniz. Kimisi için aşktır. Kimisi adını duydumu koia koşa gider. Mavinin verdiği huzuru avuç avuç toparlayıp ceplerine doldurmak isteyen çok sayıda insan vardır. Peki, bu kadar güzel bir şeyden bahsederken, hiç onun üzerinde çalışarak para kazandığınızı hayal ettiniz mi?
Deniz, şakası olmayacak bir konudur. Her ne kadar çalışanların (biz burada onları gemi adamları olarak isimlendirelim doğru bilgiler ilgililerini bulsun) çalışma ve dinlenme saatleri denetim edilsede, denizciliğin doğası gereği denizde saat yoktur. Uyumadan günler geçirdiğiniz zamanlar bir hayli çok olacaktır. Gemilerin yanaşma, kalkma saatleri çoğunlukla son anda belli olur ve bütün uykular bölünür. Örneğin, tam vardiyanız biter yatmaya gidersiniz, 15 dakika sonra kamaranızda
( odanız ) telefonunuz çalar, " haydi gel yanaşıyoruz " der telefonda ki kaba ses. Tam yanaşma operasyonu bittiğinde, bir bakarsınız ki sizin lüman vardiyası saatiniz gelmiş ya da denetime gelmişler limandan. Daha da kötüsü limana yanaşırsınız, vardiyanız gelir kaderinize teslim olur zombi olarak vardiyanızı tutarsınız, tam yatacaksınız liman otoriteleri gelir ya da denetime gelirler. Gene ayaktasınız. Saatler sürer o denetimler. Tam biter denetimler, hop liman vardiyanız gelir. Tam liman vardiyanız biter hop gemi kalkar. Zaten yanaşma kalkma en az iki veya 3 saat bir de arkasından seyir vardiyası geldi mi hop kaçtı içinize 4 saat saha uykusuz bir şekilde vardiya. Tam o sırada kaptan uykusunu almış dinç bir halde köprüüstüne gelir ve şunu söyler ve gider.
" kahve orada, gerekirse hepsini iç bitir ama sakın uyuduğunu görmeyeyim. He bir de mesajlar var onları hazırla ben gönderirim. " Lan iyi aile çocuğu, 2 gündür ayaktayım, mesajları da sen hazırlayıver diyemediğiniz.gibi bir de fırçayı sindirmek üzere bir sigara yakarsınız ve bakarsınız masmavi denize. Ki dahasıda var, regülasyon der ki " köprüüstü.vardiya zabiti yorgun ise gemi kaptanı onun vardiyasını tutmak zorundadır. Zaten bu pezevenk kaptanların da işi bu. Bütün gün yatarlar, hazır ve dinlenmiş beklerler ihtiyaç halinde bir b*ka yarasınlar diye.
Bunlar 1 milyon'da bir tabii anlattıklarım. Aptal insanlar ile 6 ay aynı yerde yaşamak zorunda kalırsınız. Denizin tabiatı gereği üzerine çıkan herkesin psikolojisi bozulur. Orada bulunduğunuz sürece g*tünüzü kollamak zorundasınız. Sizden mevkiice üstte çalışan herkes kendi işini yükler sırtınıza, yapmak zorundasınız. Ses çıkarmamalısınız, her haksızlığa katlanmak zorundasınız.
Tabii Filipinlilerin ama sadece filipinlilerin oöduğu bir gemide çalışırsanız başka. Yani tek Türk siz olmalısınız. Adamlarda adalet var. Herkes kendi işini yapıyor, herkes yeterince dinleniyor, çok çok kibar ve saygılı insanlar. Filipinlerden bahsediyorum abi ama adamlar 40 gömlek iyi karakter olarak. Hiç.hak yemiyorlar.
Demem o ki anlatabildiklerim bu kadar şimdilik, çok şey var anlatacak ama mide bulandırıcı.
Haydi, Allah selamet versin..
Deniz, şakası olmayacak bir konudur. Her ne kadar çalışanların (biz burada onları gemi adamları olarak isimlendirelim doğru bilgiler ilgililerini bulsun) çalışma ve dinlenme saatleri denetim edilsede, denizciliğin doğası gereği denizde saat yoktur. Uyumadan günler geçirdiğiniz zamanlar bir hayli çok olacaktır. Gemilerin yanaşma, kalkma saatleri çoğunlukla son anda belli olur ve bütün uykular bölünür. Örneğin, tam vardiyanız biter yatmaya gidersiniz, 15 dakika sonra kamaranızda
( odanız ) telefonunuz çalar, " haydi gel yanaşıyoruz " der telefonda ki kaba ses. Tam yanaşma operasyonu bittiğinde, bir bakarsınız ki sizin lüman vardiyası saatiniz gelmiş ya da denetime gelmişler limandan. Daha da kötüsü limana yanaşırsınız, vardiyanız gelir kaderinize teslim olur zombi olarak vardiyanızı tutarsınız, tam yatacaksınız liman otoriteleri gelir ya da denetime gelirler. Gene ayaktasınız. Saatler sürer o denetimler. Tam biter denetimler, hop liman vardiyanız gelir. Tam liman vardiyanız biter hop gemi kalkar. Zaten yanaşma kalkma en az iki veya 3 saat bir de arkasından seyir vardiyası geldi mi hop kaçtı içinize 4 saat saha uykusuz bir şekilde vardiya. Tam o sırada kaptan uykusunu almış dinç bir halde köprüüstüne gelir ve şunu söyler ve gider.
" kahve orada, gerekirse hepsini iç bitir ama sakın uyuduğunu görmeyeyim. He bir de mesajlar var onları hazırla ben gönderirim. " Lan iyi aile çocuğu, 2 gündür ayaktayım, mesajları da sen hazırlayıver diyemediğiniz.gibi bir de fırçayı sindirmek üzere bir sigara yakarsınız ve bakarsınız masmavi denize. Ki dahasıda var, regülasyon der ki " köprüüstü.vardiya zabiti yorgun ise gemi kaptanı onun vardiyasını tutmak zorundadır. Zaten bu pezevenk kaptanların da işi bu. Bütün gün yatarlar, hazır ve dinlenmiş beklerler ihtiyaç halinde bir b*ka yarasınlar diye.
Bunlar 1 milyon'da bir tabii anlattıklarım. Aptal insanlar ile 6 ay aynı yerde yaşamak zorunda kalırsınız. Denizin tabiatı gereği üzerine çıkan herkesin psikolojisi bozulur. Orada bulunduğunuz sürece g*tünüzü kollamak zorundasınız. Sizden mevkiice üstte çalışan herkes kendi işini yükler sırtınıza, yapmak zorundasınız. Ses çıkarmamalısınız, her haksızlığa katlanmak zorundasınız.
Tabii Filipinlilerin ama sadece filipinlilerin oöduğu bir gemide çalışırsanız başka. Yani tek Türk siz olmalısınız. Adamlarda adalet var. Herkes kendi işini yapıyor, herkes yeterince dinleniyor, çok çok kibar ve saygılı insanlar. Filipinlerden bahsediyorum abi ama adamlar 40 gömlek iyi karakter olarak. Hiç.hak yemiyorlar.
Demem o ki anlatabildiklerim bu kadar şimdilik, çok şey var anlatacak ama mide bulandırıcı.
Haydi, Allah selamet versin..
05.10.2017 Jax