Pamuk Prenses ve 7 Cüceler

1970 yapımı, 91 dakikalık renkli film. Hisar Film tarafından çekilen filmin yönetmenliğini Ertem Göreç yapıyor. Yeşilçam, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler filmiyle yine harika bir iş çıkarmış. Filmin senaryosu, ilk kez 1812 yılında Grimm Kardeşler tarafından basılan Alman halk masalından yola çıkılarak Hamdi Değirmencioğlu tarafından yazılmış.

Pamuk prenses rolünde Zeynep Değirmencioğlu ve üvey anne ve ikinci kraliçe rolünde Suna Selen filmin yükünü taşımışlar. Pamuk prensesin babası ve kral Aydın Tezel, pamuk prensesin annesi ve birinci kraliçe rolünde Belgin Doruk, pamuk prensesin yavuklusu prens rolünde Salih Güney, prensin arkadaşı rolünde Ömercik, baş cellat Hüseyin Baradan, dadı Gülistan Güzey filmin başarısına katkı yapmışlar. Yedi cüceleri ise Mehmet Aşık (öfkeli), Harun Atalay (utangaç), Aydın Babaoğlu (keloğlan), Ali Abbas Bayar (uykucu), Tayyar Yıldız (neşeli), Nuri Turgut (bilgin), Ayhan Babaoğlu (aksırık) oynamışlar. Yedi cücelerin her birisi gerçekten çok başarılı olmuş. Mümkün olsa, grup oyunu ödülü verilebilse, bu grup en iyisini hak etmiş.

Kötü kalpli insan rolü oynamak her zaman zordur. Suna Selen, kötü kalpli üvey anne ve kraliçe rolünde inanılmaz başarılı olmuş. Bu başarısının karşılığını da 8. Antalya Altın Portakal Film Festivali tarafından verilen en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülüyle görmüş. Filmin yapımcıları 7 tane kısa boylu erkek oyuncuyu bir araya getirmekle iyi iş başarmışlar. Her birisi birbirinden yetenekli bu oyuncuları bulmak kolay olmasa gerek.

İyi kalpli kral ve iyi kalpli kraliçenin nur topu gibi bir kızları dünyaya geliyor. Kızın adını kraliçenin isteği üzerine pamuk prenses koyuyorlar. Kraliçe çok geçmeden amansız bir hastalığa yakalanıyor ve ölüyor. Kral ikinci bir evlilik yapıyor. İkinci eşinin kızlarına annelik yapacağını umuyor. Ama yeni kraliçe pamuk prensesten hazzetmez.

Kraliçe, sihir ve büyü olaylarına çok meraklıdır. Türlü türlü büyüler yaparak, türlü türlü iksirler içerek dünyanın en güzel kadını olmaya çalışmaktadır. Bir de sihirli aynası vardır kraliçenin. O ne sorsa doğruları söyler bu ayna. Bir gün yine sorar, "ayna ayna söyle bana, var mı benden daha güzeli?". Ve ayna yanıt verir, "kraliçem siz harika bir kadınsınız ama korkarım ki pamuk prenses sizden daha güzel". Bu an, kraliçenin hain planları kafasında oluşturduğu an olur. Kocasının şarabına zehir katarak onu öldürür ve kraliçe olarak tahta geçer. İlk iş olarak da pamuk prensesi sarayda hizmetçi yapar.

Gel zaman git zaman, bir gün pamuk prensesin bahçeyi temizlerken söylediği şarkıları duyan bir prens duvara tırmanır ve pamuk prensesi görür. İkisi birbirlerine o an aşık olurlar. (Bu arada Yıldırım Gürses çok güzel şarkı söylemiş, Salih Güney playback yaparken).

Kraliçe, sihir ve büyü çalışmaları sırasında okuduğu bir formülden yola çıkarak, pamuk prensesin kalbini yediği takdirde hem daha da güzelleşeceğine, hem de bu vesileyle pamuk prensesten de kurtulacağına ikna olur. Baş celladı pamuk prensesi kıra götürmek, orada öldürmek, kalbini bir kutuya koyup getirmek ve pamuk prensesin ölümüne kanıt olarak da kana bulanmış elbisesinden bir parça getirmekle görevlendirir. Baş cellat ve pamuk prenses kıra giderler, ama pamuk prenses o kadar iyi kalplidir ki, cellat onu öldürmeye kıyamaz. Ona her şeyi açıklar, elbisesinden bir parça alır ve ormanda özgür bırakır. Avladığı bir ceylanın kalbini kutuya koyar, ceylanın kanını da elbiseye sürer ve kraliçeye götürür.

Bu arada pamuk prenses ormanda dolaşırken, yedi cücelerin kaldığı evi bulur. Buraya girer, evi temizler. Kırda tanıştığı hayvanlar da onunla birliktedir. Tavşanlar, kuşlar, ceylanlar, kelebekler. Yedi cüceler geri geldiklerinde temiz bir ev ve uyuyan pamuk prensesi bulurlar. Ne yapacaklarını bilemezler başlangıçta, ama daha sonra bilgili ağırlığını koyar ve pamuk prenses de evin parçası olur.

Kraliçe çok mutludur. Ama ayna işleri berbat eder. Kraliçe, "ayna ayna söyle bana, var mı benden daha güzeli?" diye sorduğunda ayna pamuk prenses yanıtını verince kraliçe durumu anlar. Celladı öldürtür. Sihir kitabını inceler ve aradığı formülü bulur. Sihirli bir elma hazırlayıp bunu pamuk prensese yedirecektir. Bu elmanın sihrine göre, elmayı yiyen uyuyakalır. Ancak ve ancak bu kişiyi yürekten, içtenlikle seven birisi öperse uyanır. Pamuk prenses uyuyakaldıktan sonra, yedi cüceler onun öldüğünü zannedip gömecekler ve pamuk prenses ölecek diye düşünür. Yaşlı bir kadın kılığına girer. Elinde elma sepetiyle, pamuk prenses ve yedi cücelerin yaşadığı eve gelir. Yedi cüceler madende çalışmaktadırlar. Pamuk prenses yaşlı kadını görünce eve buyur eder. Yaşlı cadı, elindeki bir elmanın sihirli olduğunu, yiyenin isteklerinin gerçek olacağını anlatır. Pamuk prenses tam elmayı yemek üzereyken, arkadaşı olan hayvanlar kötülüğü hissederler ve hep birlikte madene, yedi cücelerin yanına giderler. Yedi cüceler hayvanları bir arada görünce pamuk prensesin başının belada olduğunu anlarlar. Eve koşarlar. Ama bu arada kötü kalpli kraliçe emeline ulaşmış ve pamuk prensese elmayı yedirmiştir.

Evden çıkıp giderken yedi cüceler kraliçeyle karşılaşırlar ve kovalamaya başlarlar. Bu sahne harika bir sahne. Yedi tane cücenin bir cadının ardından koşması çok hoş bir sahne olmuş. Bence filmin en başarılı sahnesi bu. Kraliçe yedi cücelerden kaçarken bir yerde ayağı kayar ve yüksek bir uçurumdan düşerek ölür.

Yedi cüceler eve dönerler. Pamuk prensesi uyur halde bulurlar. Uyandırmaya çalışırlar ama uyandırmayı başaramazlar. Böyle olunca da pamuk prensesin öldüğüne kanaat getirirler. Ne yapacaklarını bilemezler. Onu gömmeyi düşünürler. Tam da kraliçenin planı sonuca ulaşacakken, dayanamazlar ve onu cam bir tabutta muhafaza etmeye karar verirler.

Prens, ormanda her yerde pamuk prensesi aramaktadır. Yedi cücelerle karşılaşır. Yedi cüceler prensi pamuk prensese götürürler. Prens gördükleri karşısında şok olur. Çaresizdir. Pamuk prensese olan büyük aşkını söyleyemeden onu kaybetmek üzüntüsünü daha da arttırır. Son kez bir veda öpücüğü verir.

Ve pamuk prenses uyanır.

Tüm ülke mutludur.

Pamuk prenses ve 7 cüceler filminin müzikleri de çok güzel. Küçük ve şirin evlerinde 7 cücelerin küçük orkestrası çok sevimli.

Celladın pamuk prensesi götürdüğü kır çok güzel bir peyzaj çalışmasının ürünü. Emek harcandığı belli. Ayrıca oradaki hayvanları bu kadar uysallaştırmayı nasıl başarmışlar? O da ilginç. Yedi cücelerin evinin olduğu göl de çok hoş. İnsanın o günlere gidesi geliyor.

Pamuk prensesin cam tabutuna giden yoldaki şelale, büyüleyici. Bu kadar güzel bir şelale bulunabilirdi.

Zeynep Değirmencioğlu iyi bir performans ortaya koymuş ama Suna Selen gerçekten mükemmel. Aldığı altın portakalı haketmiş.

15.05.2020 Geni
2 1
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın