Selvi Boylum Al Yazmalım

Cengiz Aytmatov'un 1966 yılında yazdığı "Kırmızı Eşarp" adlı romanından sinemaya uyarlanmış, Atıf Yılmaz'ın yönettiği 1977 yapımı, romantik dram türünde bir Türk filmidir. Gelmiş geçmiş en iyi 10 Türk Filmi arasında gösterilmektedir. Fransız şair Aragon'a göre filmin konusu olan "The Girl with the Red Scarf" yani "Kırmızı Eşarp" dünyanın en büyük aşk hikayesidir. Kırgız yazar Cengiz Aytmov hikayeyi yazarken kalemini konuşturmuş. Atıf Yılmaz kendisine ödül getiren bir yönetmenlik performansı sergilemiş. Kadir İnanır, Türkan Şoray ve Ahmet Mekin canlandırdıkları karakterleri mükemmel oynamışlar.

1978'de 15. Antalya Altın Portakal Film Festivali tarafından en iyi yönetmen, en iyi ikinci film ve en iyi görüntü yönetmeni ödüllerine layık görülürken, yurt dışında da Taşkent Film Festivali, Asya karakterini oynayan Türkan Şoray'ı en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görmüştür.

Dikkat, aşağıdaki sinopsis, filmi izlemeyenler için spoiler içerebilir!

Film, İstanbullu kamyon şoförü İlyas (Kadir İnanır) baraj inşaatı için kamyonuyla kum taşıması ile başlar. Bir gün yolda sert karakterli annesi ile birlikte yaşayan köylü kızı Asya'yla (Türkan Şoray) karşılaşır ve kadınlarla arası iyi olan İlyas'ın ilgisi kısa sürede karşılıklı aşka dönüşür;

İlişki ilerler ve birlikte kaçma sonrasında evlilikle sonuçlanır. Yeni doğan çocukları Samet'le mutlulukları artmasına rağmen, İşyerindeki sorunları, alkol sorunu ve eski kız arkadaşı Dilek (Hülya Tuğlu) ile evlilik dışı ilişkisi sonunda İlyas'ın karakteri giderek zayıflamaktadır. İlyas, bir gün yaralı birine yardım etmek için yolda durup, işe gecikince, çok düşkün olduğu kamyonunu elinden alıp bakım servisine verirler. İlyas, kendisinin kamyonununu kaybettiği için bu duruma düştüğüne inanıp, müdürüyle konuşmaya çalışan Asya'ya çok kızar, ona tokat atar ve terk edip eski kız arkadaşına gider. Kıskançlıklar ve İlyas'ın ihanetine şahit olan Asya da sonunda beklemeyi bırakıp yola düşer. Köyüne ailesine dönemeyeceğine ama nereye olsa gitmeye karar verir. Bu kez karşısına Cemşit (Ahmet Mekin) çıkmıştır. Eşini ve çocuğunu yıllar önce depremde kaybetmiş olan Cemşit, Asya'nın gidecek yeri olmadığını anlar ve ona iyi niyetle kalacak yer teklif eder. Zaman geçtikçe Asya'nın minnet duygusu, Samet'in de Cemşit'i baba olarak görmesi gibi, mantıklı gerekçeleri de olan bir sevgiye dönüşür. İlyas ise Dilek'le olan hayatında da mutlu olamaz. Bu arada sürekli Asya'yı aramakta, ona olan aşkını unutamamaktadır. Kader, alkollü olarak kaza yapan İlyas'ı bulan Cemşit'in, onu yardım için eve getirmesi sonucu, Al yazmalısının karşısına çıkarır. Asya'yı, ilk aşkı ile ona sahip çıkan adam arasında duygusal bocalama yaşarken, gelişen olaylar onu bir karar vermeye zorlar. Asya, bu zor kararı güvenebileceği ve çocuğuna babalık etmekte kendini kanıtlamış Cemşit'ten yana verecektir. İzleyenlerin unutamayacağı şu sözleri söyler;

"Sevgi neydi? sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti."

Sonuçta Atıf Yılmaz'ın yönetmenliği, oyuncu ve sinematografi kadrosunun üst düzey performansı ve Aytmatov'un insan ruhunu roman diliyle anlatmaktaki ustalığı, Cahit Berkay'ın ölümsüz müziği ile birleştiğinde, izleyicinin kalbine dokunan bir film ortaya çıkmıştır.

Kitaptaki son sözler filmde duyduğumuz son tiraddan ibaret değildir. Atıf Yılmaz, duymadığımız kısmını sinema diliyle anlatmıştır kitaptaki şu sözlerin:
Mutluluk bu muydu? Mutluluk neydi? ben bilmezdim.
O vardı bir zamanlar, Onu sevmiştim Sevgi o muydu? Sevgi neydi?
Coşkun akan dere, Sonbahar rüzgarıyla ürperen yapraklar,
Cama vurup dağılan yağmur damlaları, Bir yürek çarpıntısı
Sonunda coşkun dere durulur, Yapraklar kurur dökülür,
Yağmur diner güneş çıkardı, Sevgi neydi?
Sevgi, sahip çıkan dost, sıcak insan eli, insan emeğiydi,
Sevgi iyilikti, Sevgi emekti.


07.09.2018 geronimo
1
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın