Arnavutluk 30 Haziran 2019 yerel seçim krizi

Bu yazıda, Arnavutluk'ta oluşan 30 Haziran 2019 tarihinde gerçekleştirilmesi gereken yerel seçimler çevresinde kendisini ortaya koyan siyasi krizle ilgili durumu yalın bir şekilde ortaya koymaya çalışacağım.

Arnavutluk'ta iki büyük siyasi kutup etrafında şekillenen bir siyasi ortam vardır. Her birisi onlarca küçük partinin bir araya gelmesiyle oluşan Sosyalist Parti (PS) ile aynı şekilde onlarca küçük partinin bir araya gelmesiyle oluşan Demokratik Parti (PD). Son dönemde bu iki kutubun yanında üçüncü bir oyuncu olarak Bütünleşme İçin Sosyalist Hareket (LSI) kendisini göstermeye başladı.

Durumu anlamak için 30 Haziran 2019'dan hemen öncesindeki duruma ilişkin yararlı veriler;

  • 2013'teki seçim yenilgisinden sonra güçlü genel başkan Sali Berisha parti başkanlığından istifa etti ve Lulzim Basha PD genel başkanı oldu. Lulzim Basha, PD'nın iktidarda olduğu dönemlerde Ulaştırma Bakanı, Dışişleri Bakanı ve İçişleri Bakanı olarak görev yaptı. Bakanlık görevlerinden sonra Tiran Belediye Başkanı olarak da görev yaptı.
  • Ilir Meta LSI genel başkanı iken, Mayıs 2017'de Cumhurbaşkanı seçildi ve Temmuz 2017'de göreve başladı. Ilir Meta'dan boşalan LSI genel başkanlığı görevine, Ilir Meta'nın eşi Monika Kryemadhi seçildi. Monika Kryemadhi, kocasının cumhurbaşkanlığından ötürü hakettiği "first lady" ünvanını kullanmayı reddetti.
  • Edi Rama, 3 dönem Tiran Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra 2013 yılında PS - LSI koalisyonunda başbakan oldu. 2017 seçimlerinden sonra PS'nın tek başına meclis çoğunluğunu elinde bulundurduğu dönemin başbakanlığını yapmakta.
  • Tiran Belediye Başkanlığı 2015 yılından itibaren iktidardaki PS'nın elinde.
  • Anayasa Mahkemesi'nin 9 üyeliğinden 8'i boş. Anayasa Mahkemesi'ne 3 üyeyi meclis, 3 üyeyi Cumhurbaşkanı ve 3 üyeyi de Yüksek Mahkemesi tarafından atanıyor.
  • Yüksek Mahkeme üyelikleri boş. Oluşturulmayı bekliyor.
  • 17-18 Ekim 2019'da, Avrupa Birliği, Arnavutluk'la tam üyelik müzakerelerine başlamakla ilgili karar açıklayacak.
  • Seçim kanunu bir tarih aralığı tanımlayarak, bu aralıkta olmak kaydıyla cumhurbaşkanının seçim tarihi belirlemesine olanak veriyor. 2019 yerel seçimleri için bu tarih aralığı yaklaşık olarak Haziran 2019 ile Ekim 2019 arasına karşılık geliyor.


Durum;
Cumhurbaşkanı Ilır Meta, anayasanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak, 30 Haziran 2019 tarihinde yerel seçimlerin yapılması için yüksek seçim kuruluna talimat veren kararnameyi, seçimden bir kaç ay önce yayınladı ve seçim süreci başladı.

Kararnamenin yayınlamasını takip eden kısa bir süre sonra muhalefetteki PD ve LSI, hükümeti protesto mitinglerine başladı. Mitinglerde iktidar partisi PS soğukkanlılığını korumayı başarırken, özellikle PD kaynaklı ufak tefek şiddet eylemleri dikkat çekti. PD, her mitingde şiddetin dozunu biraz daha arttırırken, ana talep olarak başbakan Edi Rama'nın istifa etmesini, PS iktidarında ama başka bir ismin başbakanlığında seçim yapmayı ortaya koydu. PS tarafı ise seçime giderken kendi seçtikleri başbakanla gitme konusunda kararlılık ortaya koydu. Bu çerçevede yaşanmakta olan süreçte, bir noktada PD ve LSI toplu halde meclisten çekildi. Böylece meclis tek partili bir meclise dönüştü. Arnavutluk'taki seçim sistemine göre, partilerin bildirdikleri listelerdeki yedek adaylar, istifa edenlerin yerine geçmekte. Bu sırada bazı yedek adaylar milletvekilliği görevinden istifa etmedi. Daha ilginç bir durum, 2017'den sonra PD ve LSI'den istifa edip PS'ya transfer olan yedek adaylarda yaşandı. PD ya da LSI milletvekilinin istifasından ötürü kendisine sıra gelen yedek aday, PS üyesi iken milletvekili oldu. Meclisten çekilme kararı iktidar üzerinde etkili olmadı. Bunun üzerinde muhalefet, yerel seçimlere katılmama kararını duyurdu. Böylece yerel seçimler de tek adaylı bir durum aldı. Muhalefet protesto mitinglerine devam ederken, sinirler daha fazla gerildi ve şiddet kullanımı artma eğilimi gösterdi. Eski başbakan ve PD eski genel başkanı Sali Berisha bir noktada halkı isyana davet etti. Halk buna kulak asmasa da, PD tabanı tarafından sevilen bir isim olması sebebiyle, Sali Berisha'nın daveti önemliydi. Öte yandan Lulzim Basha'nın geçmiş hükümetlerde aldığı bakanlık görevlerindeki performansı halka umut vermediği için bu protestolar iktidar üzerinde çok etkili olmadı.

Tüm bunlar yaşanırken, seçime sayılı günler kala, Cumhurbaşkanı Ilir Meta, 30 Haziran 2019 seçimleri için süreci başlatan kararnameyi iptal ettiğini açıkladı.

Ve film koptu...

İktidardaki PS, seçim 30 Haziran'da yapılacak ve cumhurbaşkanını görevden almak için süreci başlatıyoruz dedi. (Cumhurbaşkanının görevden alınabilmesi için meclisin karar alması, ardından da anayasa mahkemesinin bu kararı onaylaması gerekiyor. Bunun için de önce yüksek mahkemenin oluşturulması, ardından cumhurbaşkanının da 3 üye vermesiyle anayasa mahkemesinin oluşturulması gerekiyor.).

Muhalefet partilerinin belediyeleri ellerinde tuttuğu yerlerde seçim çalışmaları durdu. Sandık kurma işlemleri yarıda kaldı.

Seçim tarihinin iptalinin uygulanması, mevcut belediye başkanlarının göreve devam etmesi anlamına geliyor. Tiran, Elbasan, Dıraç (Durrës), Avlonya (Vlora), Görice (Korçë) gibi büyük şehirlerde belediye zaten PS'da. Bu durumda PS'nın seçim erteleme kararına bu kadar şiddetle karşı çıkması aslında çok da anlamlı değil gibi görünüyor.

PS, ısrarla, 30 Haziran'da seçim yapmaya çalıştı. Katılım oranı %25 civarında olarak duyuruldu. Oy kullanmamak gibi bir seçeneği olmayan devlet çalışanları ve akrabaları göz önüne alındığında, bu oranın oldukça düşük olduğu anlaşılabilir. Seçimin ertesi günü Edi Rama'nın yüz ifadesi kendisinin de hayal kırıklığı yaşadığını belli ediyordu. Seçim sonuçlarının resmen kabul edilmesinde yüksek seçim kurulunun onay vermediği görüldü. Adaylarının mazbata alma konusunda ısrarcı olan PS, mahkeme kararıyla mazbata alma, seçimi onaylamayan hakimlerin görev yerlerini değiştirme ve diğer hakimlerin verdiği kararla mazbatayı alma gibi yöntemler denedi.

Tartışmalar devam ederken, Cumhurbaşkanı Ilir Meta, yeni seçim tarihi olarak 13 Ekim 2019 tarihini seçtiğini, bu tarihte seçim yapılması için yüksek seçim kuruluna talimat verdiğini belirten kararnameyi yayınladı.

Anayasada cumhurbaşkanına verilen seçim tarihi belirleme yetkisinin yanında, seçim tarihi kararnamesini iptal edebilir ya da iptal edemez diye bir madde yok. Bu sebeple bu durumun anayasa mahkemesi tarafından yorumlanması gerekiyor ama ortada anayasa mahkemesi yok.

30 Haziran 2019 sonrası siyasi tabloda, 30 Haziran'daki oylamanın geçerli sayılıp sayılmayacağı, Cumhurbaşkanı'nın görevden alınıp alınmayacağı gibi konularda belirleyici unsur Venedik Komisyonu olacak. Taraflar, Venedik Komisyonu'nun kararını bekliyorlar.


30.07.2019 Geni
1
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın