Kızım ve Ben

2018 yapımı Türk filmi. İzleyenleri büyüleyici bir şekilde filmin içine çekiyor ve zaman zaman hıçkırıklara boğuyor. Babam ve oğlum kadar ağlatmasa da, isim benzerliğinin hakkını veriyor. İçerik tamamen farklı bir boyutta yaşanıyor.

Başrol oyuncuları Cemal Hünal (Doruk), İrem Helvacıoğlu (Serap) ve küçük Zülal Memişoğlu (Zeynep) her birisi canlandıkları karakteri içselleştirmişler, adeta yaşamışlar. Yardımcı oyuncular Enis Aybar (Yamaç), Ayça Kuru (Fatoş), Gizem Hatipoğlu (Ayda), İskender Bağcılar (Necdet Irmak) başrol oyuncularının başarısına kayıtsız kalmamış, onlar da çok güçlü bir destek vermişler. Oyuncuların tamamında bu performansı gördüğümüze göre, filmin yönetmeni Murat Gürvardar bir alkışı hakediyor. Böyle toplu halde başarı ancak iyi bir yönetmenlikle açıklanabilir. Filmin küçük oyuncuları kendi yaşlarını aşan bir başarıyla oynamışlar. İki üvey kardeş arasındaki geçimsizlik çok başarıyla canlandırılmış.

Senaryonun gerçek bir olaydan yola çıkarak yazılması, gelirinin şehit ailelerine bırakılması filmi daha da yüceltiyor.

Necdet Irmak, çok varlıklı ve nüfuzlu bir işadamıdır. Oğlu Doruk, babasının ilişkileri ile bazı kabahatlerini ört bas etmesinden hoşlanmaz. Annesi de çok genç hayata veda edip, babası bir başka evlilik yapınca babasından iyice kopar. Reşit olduğunda babasının itirazlarına karşın hayalindeki mesleği, polisliği seçer. Görevini başarıyla yerine getirirken bir gün kanlı bir operasyonda karşısına Serap çıkar. Aklında yalnızca ve yalnızca çok başarılı bir polis olmak varken bir anda kendisini nikah masasında bulur ve Serap'la bir kız çocukları (Zeynep) dünyaya gelir. Doruk, mesleğine o kadar konsantre olmuştur ki, Serap'ın depresyona girdiğini farketmez. Serap, bebekleri henüz 3 aylıkken evi terk eder, kısa süre içerisinde boşanma davası açar ve bebeğin velayetini Doruk'a bırakır. Doruk, Zeynep'e hem annelik, hem babalık yapmakta, Zeynep'e annesinin geri geleceğini söylemektedir. Zeynep anaokuluna başladığında, Serap ve Doruk anaokulunda karşılaşırlar. Serap, Zeynep'in velayetini alabilmek için kendince bir mücadeleye girişir. Doruk, vermek istemez. Olaylar Serap'ın ikinci eşinin çok ünlü bir avukat olması sebebiyle Doruk'un babasından destek istemesine doğru gider. Necdet Irmak oğlunu terslemek ister ama Doruk'un "iyi baba olamadın, bari iyi bir dede ol" söylemi onu ikna eder. Çalıştığı en iyi avukatların davada Doruk'a destek vermesini sağlar. Serap ve kocası Murat'ın hazırladığı plan mahkemede başarıyla çalışır ama atladıkları bir nokta vardır, Zeynep'in duyguları. Zeynep babasının evinde kendini bulmaktadır, annesinin evine ve üvey kardeşinin onu dışlayan davranışlarına uyum sağlayamaz. Serap çaresiz, Zeynep'in Doruk'a dönmesini kabul eder. Ancak Serap ve Doruk'un tanışmasına vesile olan operasyonda yakaladıkları mafya elemanları Zeynep'in Doruk'a döneceği gün uzun süredir peşinde oldukları intikamı almak için Doruk'u öldürürler. Bu cinayetle birlikte, Zeynep yıllardır hayalini kurduğu ama hayalinden farklı bulduğu annesine kavuşmuşken bu kez de çok sevdiği babasını kaybeder.

Filmlerde kötü karakterleri oynamak zordur. Sanatçılar genelde içlerinde kötülük barındırmazlar, bu sebeple de kötü karakterle empati yapamazlar. Bu sebeple filmde Serap sevimsiz görünse de, İrem Helvacıoğlu Serap'ı canlandırmadaki başarısı için büyük bir alkışı hakediyor.

Doruk Irmak rolünde Cemal Hünal, bekar bir babanın bir çocuğu tek başına büyütürken yaşadığı güçlükleri ve aslında anne ailede varken biraz arka planda kalan baba yüreğinin büyüklüğünü tüm çıplaklığıyla yansıtmış.

Gizem Hatipoğlu Kanada'dan dönen Ayda'yı oynarken, sanki Kanada uçağından yeni inmiş gibiydi. Doruk'un Serap'la karşılaşacağını bilmeksizin Zeynep'e anne olarak takdim etme fikrine destek vermede üstlendiği sorumluluk büyüleyiciydi.

Zülal Memişoğlu, Zeynep rolünde mükemmel bir iş çıkarmış. Dedesine çocuklar anlar deyişi, annesine babasına gitmek istediğini söyleyişi, babasının kapıyı çaldığını zannederek kapıyı açtığında babasının şehit olduğu haberini vermek için gelen ekibe bakışlarındaki duygu yoğunluğu, cenaze sahnesindeki vakurluğu büyüleyiciydi.

Polislerimizin kendi hayatlarından ne kadar büyük özveri ortaya koyduklarını, mesleklerini icra ederken aile hayatlarından ne kadar büyük ödünler verdiklerini, icabında vatan için canlarını verdiklerini bir kez daha hatırladığımız bir film.

29.04.2020 Geni
1
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın