Şehrin ışıkları, yıldız katili

Krallık dönemi, komünizm dönemi, anti-komünizm dönemi, derken sonunda tüm organlarını bankalara ipotek ederek rantiye dönemine de geçmekte olan şehir, ergenlik dönemini bitirmek üzere bir gencin, yetişkinliğe adım atmaya çalışmasındaki gibi dış görünümüne de çok düşkün. Zannediyor ki ne kadar çok ışık olsa, o kadar büyümüş olacak. Yaşıtı tüm şehirler böyle düşünmüyor mu zaten? Herkes yanılıyor olamazdı. Açmış ışıkları sonuna kadar.

Yıldızlar yenik düşmüş bu ışıklara. Şehre yakın yerlerde sanki yıldız katliamı olmuş, sanki soykırıma uğramış yıldızlar. Şehrin üzerinde gökyüzü sanki çöl, sanki atom bombası yemiş Nagazaki, Hiroşima. Şehir ışıkları şehirdeki yıldızlara saldırırken, tarlada çalışmakta olduğu için tesadüfen hayatta kalmayı başarmış ırgatlar gibi yalnız, az sayıda, dağdaki yıldızlar. Sanki tarlaya giderken farkında olmadan sınırı geçmişler, diğer ülke toprağında oldukları için saldırı onlara zarar vermemiş. Ve çok değil, akşam henüz başlarken evde bıraktıkları eşleri, çocukları, ailelerine mezar olmuş şehir bu yıldızların, çok acı çekiyorlar. Şehir, onları istiyor. Doyamamış öldürdüğü yıldızlara. "Verin onları bana" diyor, "icaplarına bakayım".

Dağdaki yıldızlar çaresizce göz kırpıyorlar, çığlıklarını duyurabilmek için dağdaki doğasever insanlara. "Ne olur bizi teslim etmeyin şehre. Teslim ederseniz, şehir bizi de idam edecek." diye sesleniyorlar.
20.10.2018 Geni
3
Bu konuyu ışık kirliliği olarak adlandırabiliriz. İnsanların geceleri gökyüzündeki nesneleri göremeden yetişmeleri, sirkadyan döngülerini bozacak muhtemelen. Şu anda ay dışında gece gökte nesne görebilen şehirli sayısı azdır. Onu da eskisi gibi muhteşem bir tablo güzelliğinde değil, üzeri çamura bulanmış bir sokak lambası kıvamında görebiliyoruz. Bu gidişle içimizde hormonları ve enzimleri düzenleyen ritmleri kaybedeceğiz. Gündüz ve gece ışık farkının azalması da çok tehlikeli. Şehir hayatı stresinin önemli bir bölümü bundan kaynaklanıyor, (trafik ve gürültüden sonra en sinir bozucu üçüncü etken budur muhtemelen) Doğanın dengesini bozarak kendi geleceğimizi tehdit ettiğimiz yetmiyormuş gibi, kendi dengemizi de fena halde bozmuş durumdayız. Bu gidişle hep biraz bezgin ve yorgun, hep sinirli ve en ufak bir olayda birbirimizi kırmaya hazır biçimde yaşamaya devam edeceğiz.
Sonunda bu gezegende yaşanır ortamı tamamen yok edersek yıldızlar ve galaksiler şahit olacak ve eski bir şarkıda söylendiği gibi mehtap ve deniz gülecek halimize...
27.10.2018 geronimo
3
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın