Son birkaç yıldır gündemden düşmeyen futbolcumuz Arda Turan, son olarak 3-0 yenildiğimiz İzlanda maçında, 60.dk. da oyundan çıkarken kameralara yansıyan gülümsemesiyle bir kez daha gündeme oturdu. Nuri Şahin'in yüzünden düşen bin parçayken, neyin gülümsemesiydi, ne anlatmaya çalışıyordu, anlam veremedim. Herhalde hiç kimse de ne olduğunu anlamamıştır.
Top toplayıcılıkla başlayan futbol dünyasındaki kariyerini, böyle olaylarla süslemeden bitirmesini beklerdim. Gönül isterdi ki, Galatasaray'daki, Atletico Madrid'deki, Barcelona'daki başarılarıyla analım Arda Turan'ı. Milli takım uçağındaki kavgasıyla değil.
Arda Turan için yazılacak o kadar çok şey varki ayrı bir web sitesi lazım.
Öncelikle Galatasaray günlerinde sevgilisine sinema kapatmasıyla başlayan karalama kampanyasında futbol oynamaması için her türlü ortam hazırlandı medya tarafından. Medya diyorum çünkü Arda Turan medyanın bu hale getirdiği bir canavar haline o zaman dönüşmeye başladı. Üzerine vazife olmayan her konuda yorum yaptırıldı, mikrofon uzatıldı. Her şeyden önce zeki bir insan olan Arda önceleri verdiği cevaplarla sempati de kazandı. Ama ne zaman kazandığı para ile birlikte oynadığı futbol da büyümeye başlayınca Galatasaray'daki sonu yavaş yavaş gelmeye başladı. Bir zamanlar Televole ve Sibel Can ne ise Arda da telefon kamerası dahil her yere konuşur hale geldi. O zamana kadar savunduğum Arda iyice saçmalamaya başladı. Türkiye'den ayrılması (kaçması) kendisi adına yapabileceği en akıllı hareketti. Atletico'da yine herkesin desteği arkasındaydı, kafası rahattı, paparazziler yoktu ve Arda, Arda gibi oynamaya başlamıştı.
Taaa ki Barcelona'ya gidene kadar. Orda nice benim diyen karakterliinsanların bile baş edemediği iktidar (güç) zehirlenmesi Arda'yı bu hale getirdi. Kendini Türkiye'nin futbol otoritesi zannetmeler, ukalaca konuşmalar, saygısızlıklar, kabadayı vari tehditler ülkenin yetiştirdiği en yetenekli futbolcuyu, ülkenin en nefret edilen futbolcusu haline getirdi. Arda'yı bu hale getiren medya şimdi hesap sorma peşinde de sizden hesabı sorabilecek bir delikanlı çıkacak mı onu da bilmiyorum. Son milli maça gelince Lucescu'nun maşa olduğu Rıdvan Dilmen'in tetikçiliğe soyunduğu, katılırsınız katılmazsınız bilmem Galatasaray düşmanlığının zirve yaptığı (ki Şeytan Bey'in açıklamalarıyla sabittir. "Galatasaray'ın yabancı transfer yapacağını biliyordum ama bu kadar iyileri alacağını tahmin etmiyordum." diyerek yabancı sınırı gelsin diye kendini parçaladığı biliniyor), futbolcuların bayrağına para uğruna ihanet ettiği (takımlarında oynamayanlar Milli Takımda da bilerek oynamayarak "Bakın biz ligde oynayamıyoruz, hep yabancılar oynuyor, sınır gelsin ki Milli Takım başarılı olsun." mesajı apaçık ortadadır.) iyice ayyuka çıkmıştır.
Bu ortamda her ne kadar yaptıklarını tasvip etmesem de Arda Turan bunların içinde süt kadar beyazdır. Bu durumu bazen takımını uyandırmak için özellikle sahadan atılan, ceza alan teknik direktörler gibi de değerlendirebiliriz sanki.
Gülme mevzusu ise bambaşka maçı izlemedim fakat gururumuz medyanın da kesip biçme konusundaki yeteneğini gözardı etmeyelim. Hiç mi gülmediniz ağlanacak halinize? Yok mu bizde böyle bir deyim? Arda Turan'a sallarken şapkanızı çıkarın koyun önünüze sonra bir bakın bakalım suçlu kim?
Not: Bu arada futbolla ilgili şu altyapıya önem verelim zırvalığını da kesin!!!!
Ocak 2018 itibariyle Medipol Başakşehir kadrosuna katılmış futbolcudur.
Ayrıca Giresunsporlular'ın "Fındık bile senin kadar hızlı düşmedi." dedikleri süper yıldız(!)
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlaması yapmak isterken, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ifadesini kullanan yıldız (2020 senesi).
(bkz:
Arda Turan'ın bayramları karıştırması)