Çeko

1970 Yeşilçam yapımı, konusu 1875 yılı Meksika ortamında geçen Türk filmi. Siyah beyaz çekilmiştir, 88 dakikadır. Çekildiği dönemin Hollywood filmleriyle boy ölçüşebileceğini iddia etmek yanlış olmaz. Gerçekten iyi bir emek harcanmış, iyi bir performans yakalanmış. O dönem tüm dünya filmlerinde olduğu gibi ufak tefek hatalar var. Bunlar filme lezzet katmış. Filmi çekenler bu kadar iyi ata binebilen bu kadar çok sayıda oyuncu bulmakla bile iyi iş çıkarmışlar. Başrol oyuncuları Erol Taş ve Yılmaz Köksal neredeyse at sırtından inmemişler. Bu oyuncular Hollywood'da olsa, Mr Süvari olarak markalaştırıp posterlerini bize dolar ödeterek satarlardı. Benzer bir tespiti Hayal Sirer ve özellikle Semra Yıldız için yapmak mümkün. Yeşilçam bu kadar çekici aktrisleri bünyesinde barındıp, hakettiğinden az değer verirken, Hollywood, Pamela Anderson gibileri seks bombası olarak konumlayıp, tüm dünyadan yıllarca para tahsil etti. Semra Yıldız bal gibi de Pamela Anderson'ın yerinde olabilirmiş.

1875 yılı Meksika toplumundaki bir miras mücadelesini konu alan filmde, hikaye Latin Amerika dizilerinde görmeye alıştığımız entrikalar etrafında geçiyor. Donalvares (Feridun Çölgeçen), barda tanıştığı genç ve çekici Dolares'le (Semra Yıldız) evlidir. Yardımsever Donalvares, zenginliğini yoksul köylülerle paylaşmaktadır. Bu durum, köylüler üzerinde tahakküm kurmasını güçleştirdiği için haydut Ramon (Erol Taş) tarafından hoş karşılanmamaktadır. Benzer şekilde yaşlı kocasının ölümünü sabırsızlıkla bekleyen Dolares de varlıklarının azalması sebebiyle bundan hoşlanmaz. Diğer yandan Donalvares, anne ve babası öldürüldüğünden beri sahip çıktığı cesur manevi oğlu Çeko'ya (Yılmaz Köksal) haber göndermiştir. Gelip kendisini Ramon'dan kurtarmasını ve vasiyetnameyi teslim alıp kendisi öldükten sonra çiftliğe sahip olmasını istemektedir. Bunu öğrenen Dolares, Çeko gelmeden önce Donalvares'i öldürtüp çiftliğe sahip olmaya çalışır. Bunun için kendisine destek verecek güçlü bir erkeğe ihtiyaç duyar. Bunun için haydut Ramon ve kiralık katil Jesy (Ahmet Mekin) ile aynı anda flört eder. Her ikisine de ayrı ayrı evlenip, çiftliğe birlikte sahip olmayı vaad eder. Çeko, daha önce hayatını kurtardığı Rozita (Hayal Sirer) ve annesinden destek alır. Olaylar gelişir, sayısız insan hayatını kaybeder. Filmin sonunda Çeko dışındaki tüm ana karakterler ölmüştür.

Oyuncular ve çekim ekibi kesinlikle büyük bir alkışı hakediyor. 1970 yılı koşullarında bu film bu kadar başarılı olabilirdi herhalde.

Yine de biraz gülümsemek için not edelim. Hancı Fernando'nun (Ahmet Danyal Topatan) konaklamaya gelen Çeko'ya, "Amigo, hiç olmazsa ismini bağışla" demesine çok güldüm. İspanyolca'da J harfi Türkçe'deki H gibi okunurken, Amerikan filmleri etkisinde kalarak adı Cesi diye okunan (muhtemelen Jesy diye yazılan) bir kiralık katil figürü ve kemerinde J harfi işlenmesi yine gülümseticiydi. Sanki kiralık katil Amerika'dan Meksika'ya çalışmaya gitmiş. 4. dakikada haydutların Çeko'yu vurmak isterken yanlışlıkla aynadaki görüntüsüne ateş etmeleri ise tam bir Hollywood sahnesi.

Erol Taş, filmde ilk kez görüldüğü 6. dakikadan, son dakikaya kadar mükemmel bir performans ortaya koymuş. Bunu tekrar belirtmezsek haksızlık etmiş oluruz. Adam, rolünü çok iyi oynamış. Yılmaz Köksal at binme konusunda kendini nasıl yetiştirmiş bilmiyorum. Durduğu yerden, zeminden at sırtına bir atlayışı var, dillere destan. Bir de bir sahnede düz ağaçtan aşağı iniyor. Etkilenmemek elde değil.

Çeko filminin Türk sinema tarihinde önemli ve özel bir yeri olduğunu, 2010 yılında çevrilen Yahşi Batı filminde Yılmaz Köksal'a Cem Yılmaz tarafından Şerif Çeko rolünün teklif edilmesinden de anlıyoruz.

Bir parantez de yönetmen Çetin İnanç için açmak gerek. Gerçekten çok başarılı bir iş çıkarmış.



10.05.2020 Geni
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın