Cem Yılmaz

23 Nisan 1973 İstanbul doğumlu, Sivaslı sanatçı.

1990'lı yılların ikinci yarısında yıldızı parlamaya başladı. Ben de yaşım ve yaşıtlarımın alışkanlıkları gereği o yıllardan başlayarak kendisini tanımak durumunda kaldım.

Karikatüre olan eğiliminin doğal uzantısı olarak Leman dergisinde çalıştı. O yıllarda kapitalizm karşıtı söylemlerle tanımlanabilecek bir sempatizan kitlesi vardı. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydu bilmiyorum, doğruluğunu da garanti edemiyorum, ama hafızam beni yanıltmıyorsa kalktı "Ben reklama çıkmam, reklamdan alınan parayı da istemem" dedi. Ve yine sempatizanları da sanki bu çok matah bir şeymiş gibi öğüne öğüne bunu anlatıp durdular. Gerçeklerden kopuk her beyanın sahibini yalanladığı gibi, bu beyan da Cem Yılmaz'ı yalanladı ve çok kısa süre sonra Cem Yılmaz'ı Panasonic titreşimli telefon reklamında gördük.

Benim kendisiyle ilk (ve son) canlı temasım, kesin yılını hatırlayamıyorum sanırım 1997 yılıydı, İzmir Kültürpark İsmet İnönü Kültür Merkezi'ndeki tek kişilik gösterisinde oldu. Bazı esprileri çok kaliteli olmasına karşın, havuz problemleri temalı esprilerini beğenmediğim için o gösteriden sonra Cem Yılmaz'a hep mesafeli durdum. Sanki bu esprilerle, matematik eğitimi gereksiz mesajı veriyor gibi geldi bana. Bu sebeple hem Cem Yılmaz, hem O'nun havuz problemleri ile ilgili esprilerini komik bulan hayranları bana biraz soğuk geldi. Ama bu durum, kendisinin ve arkasında kendisini destekleyen ekibin espri yakalama konusundaki üstün becerilerini takdir etmeme engel olmadı. Cem Yılmaz esprilerini içlerinden seçerek de olsa takip etmeye devam ettim.

Bana göre 20. yüzyılda yetiştirdiğimiz en büyük komedyenlerden birisidir. 21. yüzyılda verdiği eserlerle, kendisini komedyen sınıfından büyük sanatçı sınıfına taşımayı başardı.

Özellikle reklam çalışmalarında ortaya koyduğu performans bence olağanüstü.

Panasonic ile başladığı reklam çalışmalarında, Telsim reklamında Ajda Pekkan ve kendi heykeliyle ortaya koyduğu olağanüstü senaryo, Opet reklamında "asfalt ağladı" söylemi, Doritos reklamında "biz yiyiciyiz" ve "can canlı" ifadeleri belleğime kazınmış durumda. Son dönemde çektiği İş Bankası reklam serisi de bana göre çok başarılı.

Filmleriyle de insanlığa çok büyük miras bıraktığına inanıyorum. Hokkabaz filminde ortaya koyduğu duygusallık, Cem Yılmaz'ın gülmecenin ötesindeki potansiyelini de ortaya koydu. G.O.R.A. filminde Hollywood'a verdiği mesaj bana göre insanlığın üzerinde durması gereken bir mesajdı. "Hollywood, bize uzaylıları şimdiye kadar hep kötü gösterdin, ama onlar iyi de olabilir" mesajı ile benim gönlümü kazandı. A.R.O.G.'da kayaya kazıdığı "ya benimsin, ya toprağın" Anadolu'nun bağrından kopup gelen bir mesaj olarak sinema tarihinde yerini aldı. Yahşi Batı'da ata sporumuz yağlı güreş ile Amerik Kıt'asını bir araya getirişi bence gelecek kuşaklara kültürümüzü anlatmak adına bıraktığı çok güzel bir miras oldu.

Şimdiye kadarki çalışmarındaki kalite seviyesinde yapıtlar üretmeye devam etmesini dilerim.

Dünyaya çok ince bir açıdan bakmamıza yardımcı olduğun için teşekkürler Cem.Yılmaz.
28.07.2017 Geni
1
Herşey Çok Güzel Olacak filmi bence yapıtları arasında en iyisi. Kendine has uslübu ve en çok etkilendiği ve saygı duyduğu isim olan Sadri Alışık ' tan kendisine fotonlanan samimi duruşu hayran kitlesinin genişlemesine yol açtı. Son gösterisini film tadında sinemalarda izleyici ile buluşturması, kayda alınan gösteri her ne kadar başarılı olsa da şehir şehir gezip salonlarda sevenleriyle kanlı canlı buluşmasından daha cazip veya daha keyifli bir şey değildi elbet. Orijinal bir kardeşimiz. Ayrıca son olarak absolut kulak diye tabir edilen son derece başarılı ve yetenekli otistik bir piyanist gence yardımcı olarak ona konservatuar kapılarını açarak ve burslayarak yardımcı olması 10 numara değil 1000 numara hareket oldu. Üzerinde çalıştığı son filmi olacak olan Arif karakteri üzerine yoğunlaştığı filmi merakla bekliyoruz.
29.07.2017 Bourbonur
2
daha iyi hizmet verebilmek için çerez (cookie) kullanıyoruz. detaylı bilgi için tıklayın